ben devri

buz devri gibi bir şey olsa gerek, zira buz kestim. karasal iklimde gibiyiz koyayım. geceleri üşüyorum. ince giyinince sabaha karşı soğuktan uyanıyorum. kalın giyince, gece, hepten uyuyamıyorum.

serdargut yazı yazmış. okumadım. son zamanlarda nadiren uzun bir yazı okuyor, nadiren okuduklarımın da nadireni üzerinde kafa yoruyorum.
bunun başlığı çekti beni. ben kuşağı. ismi bana yetti. benler, benler ve ben. ve eben.

***

onları değil de, yakınlıkları anlatayım. stajda iki önemli tanışım oldu. ilki eski bir arkadaş. benim lisemden benden bir dönem alttan.

bir gün, demişti, gaye hocayla konuşurken yanımıza geldin ve, odtüden boğaziçinden başka okula gitmem dedin, dedi.
ben öyle saçma şeyler demem, naptın aga, dedim. (sanırım 2. össmde bile, boğaziçinde kazanabildiğim bölüm yoktu.)
yok abi, eminim, böyle dedin, o vakit sana sinir olmuştum, dedi. siktir, dedim içimden. siktir lan, dedim dışımdan. dışımdan söylediğimden ziyade içimden söylediğim önemliydi.

bu, bundan 5 sene evveldi.

--

diğeri yeni. daha 1 ay evvel. aklıevvel arkadaş, stajda yeni tanıştığım arkadaş şöyle dedi. "ilk gün sürekli yere baktın."doğrudur abi, canım sıkkındı," dedim.
halbuki canım sıkkın filan değildi. bulunduğum yere, bulunduğum yerdeki 80küsür binanın hepsine, bulunduğum yerdeki 80laptopa ve bulunduğum yerde çalışan, çalışmakta şanslı da olan bokpüsür şanskütür 800küsür kişinin insaniyetine, insaniyet namına sövüyordum.
anlık, rastgele, her daim, yerimden nefret edebildiğim gibi, o an, ilk gün yere baktığımı söyleyen arkadaştan da ayrıca nefret ediyordum, çünkü beni gözlüyordu ve çünkü bir şekilde beni gözlediğini biliyordum.

1 Comment:

  1. Muhsi said...
    büyük birader!

Post a Comment



Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa