blogu uzun süredir boşlamışız. çünkü iş güç var.

işgüç.
iş ve güç.

ne işgücüm olabilir ki? alt tarafı hali vakti yerinde bir öğrenciyim. işte sorun da bu. kendime bir işgüç bulma telaşındayım. ben telaşta değildim de, üstüme üstüme geliyor telaşe.

işte tekel işçileri. sakarya'da yürüdüğüm, hep yürüdüğüm o saçma yollarda çadırlarını kurmuş oturuyorlardı. oturuyorduk biz de, hem sakarya'da hem kampüste polise karşı. kampüste, niye olduğunu bilmiyordum, bildiğim, gözlerimin önünde cereyan eden faşizmdi.

sarsıcıydı. faşizm sarsıyor. yaralıyor. faşizm kötü.

bir an, "ulan... daha kalabalığız. daha kafalıyız. birlik olsak bunların alayını tanımayız" diyorsun. bir an sonra biber gazını kokluyor ve gözlerindeki yaşlara ve yanmaya (kurunun yanında 'yaş' da 'yanıyor') engel olamıyorsun. gözler kapanıyor. faşizmi göremiyorsun. faşizmi sadece kokluyorsun. duyuyorsun bir de.
orospu çocukları diyen insanları duyuyorsun.
içtenler.
faşizmin, seksist boyutunu duyuyorsun, yanıbaşındaki kadınlara edilen galiz ve iğrenç küfürler, (aklınca) aşağılamaları duyuyorsun bir de.
iğrençler.

faşizm iğrenç. mide bulandırıyor, biberi ve gazı gibi.

midesi bulanmış insanın yapacağı çok az iş vardır. ya kendini rahatlatır bir şekilde. ya o bulantıyı değişime kanalize etmeye çalışır.

hayatım boyunca ilkini yaptım. midem bulandı ve ben midemi yatıştırdım.

ama artık bir şeyleri değiştirmenin zamanı geldi. artık bulanmış mide üstüne soda değil de, bi dolu içkilerle hücum etmenin, bulantının yanına esrikliği de eklemenin vakti geldi.

işte bu vakte giden süreç, geçmişle hesaplaşmaktan, geçmişi geride bırakmaktan geçiyor. ben geçmişi tamamen salladım. umurumda değildi. umur önemli. en az faşizm kadar önemli. insan hatırlayarak gelişiyor.

hatırlamak için adımımı atıyorum. bu yazıdan sonra, 6 yazı boyunca geçmişimdeki insanlara mektuplar yazacağım, onları hayatımda hakettikleri yerlerine koyup, çok geç olmadan, her şeyi tümüyle yok sayacak kadar unutmadan, son olarak bir geçmiş hesaplaşması yapmak amacıyla.

mektuplarda elbet, 3. insanlar anlamasın diye isimler değişecek. olayların bir kısmı değişecek ki, tanıyanlar da neler olup neler bittiğini bilmesinler.
hikayeler özüne sadık kalacak.

ben buradayım okuyucu, iyi dinle!

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa