-stajda pestilimi çıkardılar

-çalışmanın en kötü yanı, 10 saat vakit kaybetmek değil. 10 saat vakit kaybetmenin yorgunluğuyla, evde 7 verimsiz saat geçirmek.

-bunu sözlükteki bir arkadaş da söylemişti; "yaklaşık 2 buçuk saatlik işim var, ben onu 8 saatte yayıyorum," demişti. ilk günün bende bıraktığı intiba, 8 saatlik sürede 4buçuk saat kadar çalışıyor mühendis takımı. halbuki bize okulda, "insan 8 saatlik işte, 6 saat 48 dakika çalışır" diye öğretmişlerdi. tabii kitabın yazıldığı zamanda, facebook bu kadar yaygın değildi.

-pain of salvation'dan second love'ı, abartmıyorum, bi 700 defa dinlemişimdir. iki yıldır hemen hiç dinlememiştim. geçende yine sardım. iki gündür tam 40 defa filan hiç durmadan second love dinledim. sonra, bende telefonu bile olmayan bir arkadaş aradı beni. bu bir işaret olabilir mi.

-stajyer arkadaşlardan, sürekli kapitalizme söven bir tanıdığım da oldu, istanbuldan gelmiş. fakat telefonu en aşağı 500 liralıktı. laf arasında da, babasının gayet iyi kazandığını sıkıştırdı. fabrika sahibine söverken, babasının da ceo mu ne olduğunu söyledi.
eh, herkesin kapitalizm anlayışı farklı. mesela o çocuk için, kapitalizm, "senden bir üst koltukta oturan para babası"dır. bu mantıkla o tanıştığım çocuğun babası fabrika sahibi olsa, kapitalist olan tüsiad başkanı olurdu.

-fabrikaya giden servislere bindiğimde, second love dinlemeyeyim de, nazım hikmet'in; "korkak, cesur, cahil, hakim ve çocukturlar" diye nitelediği o güzel emekçilerle kaynaşayım, bir ne diyorlar acep, dinleyeyim dedim. hatta motivasyon için son 1 ayda, günde 3 saat kadar nazım hikmet bile okumuştum. ön çalışma da tamdı. ama nazım kusura bakmasın, "toğrağa basıp doğrulan" bir emekçi yerine, fenerbahçe'nin ön liberosu hakkında acayip kafa yoran bir kitle ile karşılaştım.
bu görüntü benim umursamazlığımdan pirim bulamadı ama nazım olsa elbet çok üzülürdü.

- "I'll stay forever in my dreams where you are near"
bir bu var aklımda pain of salvation'dan, bir de, "ve kahreden, yaradan ki onlardır" dizesi var nazımdan.
ikisi, yan yana oynamaz.
aynı christian ile dos santos'un fenerde yan yana oynayamayacağı gibi.

ve fakat, zeytin fidanları hala fidan, hala çocuk ve hala deli gibi korkuyorlardı iş hayatından. staj bitsin de, kitapsal/kuramsal hayatına damardan dalsın, günde 8 saat mesai ile istiyordular.

0 Comments:

Post a Comment



Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa