ateyisler yarışıyor.

kanal t, proğğram yapıyormuş, tövbekârlar yarışıyor diye.
şerefsizim aklıma gelmişti demeyeceğim, zira bir süredir hali hazırda yapmakta olduğum yarışmanın ismiydi ateyisler yarışıyor (ya da töbvekar, her ne naneyse).



araba kullanmayı sevmiyorum, veyahut, 'araba kullanmada kendimi yetenekli hissetmiyorum!'

lakin benim; güzel kızlarımızın dediği her şeye inanma, çok güzel kızlarımızın dediklerini de yaşam tarzım haline getirme gibi bir eğilimim/mottom var. pelin batu ablamız var, pek bi çevreci filan. işte o diyorsa ki: "doğa elden gidiyor," o doğa, muhakkak, elden avuçtan gidiyordur. peki doğa için ne yapılmalı? araba yerine toplu taşıma araçlarını tercih etmeli filan falan.

şimdi bu düşünce sistematiği içinde 3 senedir ehliyetim olmasına rağmen arabaya elimi sürmezdim. ve fakat, havalar 42 derece olunca, "eeaah, doğanın da, çevrenin de..." diye başlayan nahoş bir cümle kurdum ve babama kaşgöz yapıp söför koltuğuna oturdum en nihayetinde.

ilginçtir, etrafımdaki insanların yüzde 80i ateyis `that is, tanrının olmadığına inanmaya meyilli agnostik`, yüzde 15i deist.
"gel abi gel, biner gideriz on dakikada," diyorum ve cool tavrım onları iyi bir şöför olduğuma ikna ediyor. fakat, daha 1km gitmeden, eller yukarılara doğru açık şekilde, yavaşça yükselen bir sesle, yalan yanlış telaffuz ettikleri arapçadan bir şeyler mırıldandıklarını duyuyorum.
o derece ki, bir arkadaşım dua bilmediği için, "tanrııım, yüce isa" filan demeye başladı.
diğer birinde panik atak varmış, yolun ortasında durdurdu ve indi. abi, buralardan minibüs geçmez, diyorum. olsun, yürürüz, diyor. abi, nereden baksan 4km çeker şehir, diyorum. türkiye'de
kampüsler dışında otostop çekilmez, adamlar seni ormana atar, sonrası allah kerim, diyorum. amma adam dinlemiyor ve arabadan koşarak uzaklaşıyor.
ablam, misal, "tink'cim, gaz pedalını o kadar çok seviyorsun ki, söküp akşam yastığının altına koyayım. bikaç gün hasret gider, belki o şekilde bir düzelme gözlenebilir sende" diyor, ama nedense kendisi de pek inanmadan söylüyor bunları.

artık ben önlemimi aldım. arabaya binmeden önce, "kaç dua biliyorsun" diyorum. aslında diyorum değil, diyordum, ta ki biri, "4 tane biliyorum, 3 kuluvallah 1 elem" diyene kadar.

araba, bana bu dramatik anı da yaşattı...

neyse,
şimdiye kadarki bilançom ise, 3 kişiyi islama birini de budizme kazandırdım. zamanı gelince onları arabama toplayıp uçurumdan atlayacağım ki, ödülleri olan tanrılarının maaabedlerine bir an evvel kavuşabilsinler. yarışma başında hac, hindistan dediysek, ki dedik,

söz sözdür..



















1 Comment:

  1. Muhsi said...
    eauheauheau ben çok güldüm buna. herkes gülmüştür ama ben söyleyeceğim.

    ben hala arabana binmedim ulan! bir de en iyi arkadaşım tink diyorum. bir arabana bineyim de gezdir beni! bayağı dua da biliyorum hazırlıklıyım. bir de ben bir şey ekleyecektim yazıya, sonra annem geldi bu telefona nasıl numara kaydediliyor diye sordu. unuttum ben de ne yazacağımı yazıyı 3 kere okumama rağmen.

    son olarak komik olmuş lam bu! +rep

Post a Comment



Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa