ulan,
dün gece pek sevdiğim bir arkadaşımla konuşuyorum, saat 2bucuk filan. bilen bilir, erken uyur erken uyanırım ben. o saate kadar normalde kalmazdım (hele, sabah derse kalkacaksam hiç kalmazdım) ama kendim için mühim şeyler yazıyordum.

kronoloji

ulan, diyordum, lise 2de filan, inzivaya çekilmiştim ben büyük adam olmak için.

ilk iş, kafayı sıraya koyup oturuyordum. sınıfta en çok konuşanlardan biri olarak az konuşmaya başlamıştım.
lise üçe geldiğimde, çoğu gereksiz muhabbetten ve kişiden kurtuldum. bunda, pek sevgili tanin'in de katkısı oldu tabii. "olm, boş boş adamlar, boş boş muhabbetler, boş boş konular, yat uyu daha iyi" diye teşvik ederdi dersler esnasında.
bu arada, bok varmış gibi kız davaları filan girdi.

bir sonraki sene, herkesten kurduldum, buna, inciğimi cinciğimi bilen vidar da dahil.

amaç ve 'olasılık dahili'

"olasılık dahilinde değil" diye bi deyim kullanırız ya, demek ki, bi "olasılık dahili" var. işte, münzeviliğimin amacı da, o olasılık dahilinin sınırlarını keşfetmekti.

misal romancı mı olmak istiyorum,
ne kadar büyük olacağım?
-proust? nabokov?-
bi ayar düş.
tanpınar? atay?
-bunlar hala devasa mına koyayım. ben kim onlar kim.-
pamuk? kundera?
-olabilir. neden olmasın? ama olmaz, keşke olsa ama olmaz.-
peki ne?

işte böyle böyle, ömrümü yedim ve, nevi şahsına münhasır bir adam olayım dedim, çıktım o inzivadan üniversite ilen.

asıl anlatmak istediğim

hani bir şeyi çok fazla deneyimlemeyin, sonra kaderiniz olur gibi dandirik bir söz vardı ya.
işte, geçenlerde yine karar verdim.
dedim ki;
"bir insanla sevişmedikten sonra buluşup sohbet etmenin ne anlamı olabilir?"
bu soruya rasyonel bir yanıt veremedim.
yani, maksat muhabbetse, ekşisözlükteki arkadaşlarla süper muhabbet yapılıyor zaten. msnde iki üç kişi var. 'yeni' insanla konuşmak istersem de, sözlük mesajlaşması var yine, en doğrudan yöntem. diyordum ve yukarıdaki soruya yanıt veremiyordum.
ve yanıtsızlık, benim gibi "bar/konser gezeyim demeyen, dışarıya/tiyatroya/sinemaya/kitapçıya/restoranta tek başına gitmeyi her ihtimalle tercih eden biri için" iki cevaba gebe oldu.

MANİFESTOM:
1) (maalesef heteroseksüel olduğumdan dolayı) erkeklerle dışarıda buluşmak her ihtimalle "boşa harcanmış zamandır."
2) kızlardan, benimle yakın vadede sevişmeyecek biriyle buluşmak "boşa harcanmış zamandır."

(not: geçmişte tanışıp, ortak geçmişimizin olduğu insanlar bu manifesto için istisna tabii)
***
burada araya girmeliyim tabii. yahu, "kötü emellerine alet etti" diye bir terim var türkçede. nesi kötü o emelin, bre öküz? senin emel/ahlak teorisizliğinin içine edeyim ben..
***

bu ve bu ve bir sürü bu sebepten dolayı, demek istedim ki birilerine:
"ya ben yine büyük adam olmak için odama kapanıyorum. seninle görüşmek istemiyorum. 2. büyük münzevi kongresi düzenliyorum. heyhat."
...
lakin diyemedim.
bunları diyeceğim kimse kalmamış etrafımda, halihazırda.


şimdi, "aga ben bi altı ay yokum, döndüğümde adorno'dan bile alıntılar yapmaya başlayacağım, öyle entelektüel böyle şaşaalı olacağım" diyebileceğim insan dahi yok. kalmamış. hepsini elemişiz evvelden ottan boktan nedenlerle. şimdi "ciddi" bir nedenle elemasyon gerektiğinde de bulamamışız kimseyi...
fark ettim ki, onlardan da lazımmış. çevre, sadece staj ayarlarken değil, "seninle işim bitti" diyeceğin adamlara ulaşmada da başat faktörmüş..

hem adorno şöyle der; "dandik kararlarını insanlara doğrudan deklere edemiyorsan, blog yaz."


2 Comments:

  1. tink said...
    iki yorumum olacak.
    ilki frankfurt okulundan: 1) (yazıyla bir) farklı diş macunları kullanıyorum, yine çürük yine çürük.

    2) 15 gün yazı yazmadık, okurumuz yüzde 75 oranında (dört kişiden yedi kişiye çıktı) arttı. bi 2 ay yazmasak, okur sayısında dalya yapabileceğimize inancım tam.

    biz buradayız sevgili okuyucular, siz neredesiniz acaba?? (söyleyen: itü okulu, yüksek mühendis)
    tink said...
    http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=967299&Date=03.12.2009&CategoryID=79

Post a Comment



Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa